بِسْمِ ٱللَّهِ ٱلرَّحْمَٰنِ ٱلرَّحِيمِ

وَزُرُوعٍ وَمَقَامٍ كَرِيمٍ ٢٦

Ne kaynaklar, ne çiftlikler.

– Elmalılı Hamdi Yazır

وَنَعْمَةٍ كَانُواْ فِيهَا فَٰكِهِينَ ٢٧

Ve içinde zevk sürdükleri ne nimet ve refah.

– Elmalılı Hamdi Yazır

كَذَٰلِكَۖ وَأَوْرَثْنَٰهَا قَوْمًا ءَاخَرِينَ ٢٨

Evet öyle ve hep onları başka bir kavme miras kıldık.

– Elmalılı Hamdi Yazır

فَمَا بَكَتْ عَلَيْهِمُ ٱلسَّمَآءُ وَٱلْأَرْضُ وَمَا كَانُواْ مُنظَرِينَ ٢٩

Binnetice ne gök ağladı üzerlerine ne yer ne de imhal olundular.

– Elmalılı Hamdi Yazır

وَلَقَدْ نَجَّيْنَا بَنِىٓ إِسْرَٰٓءِيلَ مِنَ ٱلْعَذَابِ ٱلْمُهِينِ ٣٠

Celâlim Hakk’ı için, Ben-î İsraîl’i kurtarmıştık: o ihanetli azâbdan.

– Elmalılı Hamdi Yazır

مِن فِرْعَوْنَۚ إِنَّهُۥ كَانَ عَالِيًا مِّنَ ٱلْمُسْرِفِينَ ٣١

Firavun’dan, çünkü o üstün müsriflerden idi.

– Elmalılı Hamdi Yazır

وَلَقَدِ ٱخْتَرْنَٰهُمْ عَلَىٰ عِلْمٍ عَلَى ٱلْعَٰلَمِينَ ٣٢

Ve şanım hakkı için: biz onları bir ilim üzere âlemîne karşı ihtiyar eylemiştik.

– Elmalılı Hamdi Yazır

وَءَاتَيْنَٰهُم مِّنَ ٱلْءَايَٰتِ مَا فِيهِ بَلَٰٓؤٌاْ مُّبِينٌ ٣٣

Ve onlara âyetlerden öylesini vermiştik ki onda açık bir nimet ile imtihan vardı.

– Elmalılı Hamdi Yazır

إِنَّ هَٰٓؤُلَآءِ لَيَقُولُونَ ٣٤

Fakat şu berikiler diyorlar ki:

– Elmalılı Hamdi Yazır

إِنْ هِىَ إِلَّا مَوْتَتُنَا ٱلْأُولَىٰ وَمَا نَحْنُ بِمُنشَرِينَ ٣٥

İlk ölümümüzden ilerisi yok ve biz yeniden neşrolunacak değiliz.

– Elmalılı Hamdi Yazır

فَأْتُواْ بِـَٔابَآئِنَآ إِن كُنتُمْ صَٰدِقِينَ ٣٦

Haydi getirin babalarımızı doğru iseniz.

– Elmalılı Hamdi Yazır

AYARLAR
Okuyucu